"Bugün nasılsın?" diye soruyor projede beraber çalıştığı arkadaşı 'sanki çok umurunda' diye içinden somurturken kendisini yapay bir gülümsemeye teslim ederek iyiyim, teşekkür ederim. Sen nasılsın? Diye karşılık veriyor ve arkadaşı konuşmaya başlamadan kulaklığını takıp bilgisayarın ekranına dönüyor. Cevabını umursamıyor o da anlamış olmalı ki sessizce masasına dönüyor...
Öğlene kadar bir iki telefon görüşmesi yapıyor bir toplantıya katılıyor, maillerine cevap veriyor. Yemek için sözleştiği arkadaşıyla dışarı çıkıyor. Proje arkadaşının varlığını çoktan unutmuş, işe dalınca genelde dünyadan kopar. Bir ara başını kaldırıp ondan tarafa bakıyor, sessizce çalışıyor... Genelde laf atar sohbet etmeye çalışır bugün oldukça sessiz... 'Neyse böylesi daha iyi, muhabbet havasında değilim zaten' diye düşünüyor... Arada sadece işle ilgili bir iki mail atıyor o da kısaca cevaplıyor.
Mesai bitiminde "iyi akşamlar" diyerek hızlıca ofisten çıkıyor. Arkadaşı cevap verdi mi? 'Duymadı herhalde' diye düşünüyor şimdi buna ayıracak zamanı yok. Yarın biraz daha insancıl davranmaya karar veriyor. Ertesi sabah rutin işlerini yaparken ortamın sessizliği dikkatini çekiyor ve arkadaşının masasına baktığında henüz gelmemiş olduğunu görüyor saatini kontrol ediyor. 'İlginç' diye düşünüyor, hiç geç kalmaz normalde... İlk kez merak edip yerinden kalkıyor. Onun olduğu yöne yürüyor, masası boş! Evden getirdiği süsler, çocukluk anılarını eğlenerek anlattığı yarış arabaları hepsi gitmiş... Kafası karışmış masaya bakarken yönetici asistanı odaya giriyor "siz de üzgünsünüz değil mi? Bunca zamandır beraber çalışıyorsunuz çok normal tabii..." Diyor üzülerek... Kafası daha da karışıyor ona öyle şaşkın bakmış olacak ki kız açıklama yapmak zorunda hissediyor, "Kadir bey dün işten ayrıldı. Hepimizle tek tek vedalaştı. Sanırım bir rahatsızlığı varmış, tedavi olacakmış..." Anlamakta zorlandığını belli eden bir şaşkınlıkla "Sizin haberiniz yok muydu?" diye soruyor. Bu kez kafası karışan asistan kız oluyor...
Haberi varmış gibi başını sallayarak geçiştiriyor. "Halletmem gereken işler var" diyor ve kızı ağzı açık halde bırakıp masasına geçiyor. Kulaklığını takıp işe dönmüş gibi yapıyor. Bir süre ekrana boş boş bakıyor. Dün olanları aklından geçiriyor. 'İzin verseydim belki de söyleyecekti...' Diye düşünüyor sonra da bu düşünceyi savuşturmak ister gibi eliyle saçını düzeltiyor. Vicdanının onu bu kadar kolay rahat bırakmayacağını ise henüz kendisi de bilmiyor...
Şubat/2024/İstanbul
Sevil Özdemir
Yorumlar
Yorum Gönder