Binanın dış kapısında durup evlerinin olduğu kata baktı. Sanki bir asır geçmişti bu eve gelmeyeli... Ailesi geçen sene giriş katta bir ev tutmuş ameliyat sürecini orada geçirmişti. Kapının açılma sesini duyup içeriye adım attığında sağ taraftaki aynaya gözü ilişti, bir yabancıya bakar gibiydi. "Korkma" dedi "geçti... İyisin..." Alabildiği kadar derin bir nefes aldı. Şükretti... Biraz korkuyla yavaşça merdivene yöneldi, ilk katı rahat çıktığını görünce nefesini bırakarak bir ohh dedi içinden... Geçen sene elinde oksijen tüpüyle her adımda dinlenerek yarım saatte zor çıktığı o son dönemi hatırladı. Doktor donör bekleme sürecinde merdiven çıkmayı yasaklamış ailesi giriş kattaki evi o zaman tutmuştu. Bu kadar rahat hareket edebilmesine şaşırarak ikinci kata yöneldi. "Daha 34 yaşında kendine ne yaptın sen böyle?" demişti doktor babacan bir tavırla "hızlı yaşadım doktor bey" diye takılmıştı o haliyle... Yalan da değildi küçük yaştan beri sigara içerdi.
"Sana, beni asla tanımamış olan sana" diye yazılmıştı en üste, bir hitap, bir başlık yerine. R. hayretle durdu: Ona mıydı bu, yalnızca düş ürünü bir insana mı yazılmıştı? Ansızın merakı uyanmıştı. Ve okumaya başladı... Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu Stefan Zweig Sayın Zweig, bu mektup elinize geçer mi, size ulaşıp okuma merakı uyandırır mı bilmiyorum? Şansımı denemek istedim. Aslında size ve kitaplarınıza aşinalığım oldukça eski ama okuma fırsatını geç elde ettim diyebilirim. Gerçi bana kalırsa hiçbir şey için geç kalınmaz her şey zamanında vuku bulur... Çok az kitabınız kaldı okumadığım, hepsini bitirdiğimde tekrar yazarım... Burada bahsetmek istediğim yukarıda alıntı yaptığım 'Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu' hikayeniz. Bu sizinle tanışmama vesile olan ilk kitap... Yaklaşık 10 yıl önce okuyup çok beğenmiştim. Bu kadar kısa bir hikayenin bu kadar vurucu olmasından ve samimi dilinizden çok etkilenmiştim. Sonra üzerinden hayat geçti. Duygular değişti... Bir çok şey ya