Ne kadar zaman geçti hiç bilmiyorum. Yorgunluktan sızmış olmalıyım. Dalgaların içinde savrulmam o kadar uzun sürdü ki... Bir ara sanırım buraya kadarmış dedim ve gücüm de tükenince kendimi bıraktım, sonrasını hatırlamıyorum... Sular beni buraya sürüklemiş olmalı... En azından ıslak bir yerde değilim. Akşam, yemek masasında bütün aile bir aradaydık. Sonra her zaman bindiğimiz araca gitmek için toplandık ve sıkışıklık içinde ne olduğunu anlayamadan yere düştüm. Düşmenin etkisini toparlamadan sele kapıldım. Ve şimdi buradayım... Annem her zaman "umudunu kaybetme!" Der. Bu söze tutunmalıyım ama burası soğuk ve karanlık bir de ailemi çok özledim. Onlar da meraktan delirmiştir...
Kendine gel! Toparlan. Hadii... Buradan çıkmanın bir yolu olmalı, etrafına iyice bak! Karanlığa biraz alıştım sanki nesneleri seçmeye başladım. Tam üstümde dar uzun bir şey var. Köprü mü? Evet bu bir köprü olmalı... Üzerine çıkabilsem belki dışarıya çıkan bir yol vardır. Çok yüksek, boyum yetişmiyor... "Sesimi duyan var mıııı?.." Ya dışarısı denizse, beni buraya kapıldığım sel suları getirdiyse ve buradan çıkış yoksa, ya bir daha ailemi göremezsem? Burada tek başına ölüp gideceğim, öyle mi? Kimsesiz... Keşke sel sularında ölseydim de bu eziyeti çekmeseydim... Suss! Annem duysa çok kızar. Ama duymuyor işte. Kimse beni duymuyor! Köprünün tam altında çukur gibi bir yer var oraya gidebilirsem belki bir çıkış vardır...
Aman Allahım! Burası dev bir kuyu olmalı, sesim içinde kayboldu... Bizimkiler ne yapıyordur şimdi? Masada yemektedirler... Annem kim bilir ne kadar üzgündür. Yine de görevini aksatmadan yapar. Her zaman öyledir. Keşke senin kadar cesur olabilsem. Korkuyorum... Kendimi şu kuyudan aşağıya mı atsam? Uzaktan sesler geliyor... Yoksa bir gemi mi geçiyor? "Buradayımm! Mağaranın içindeki köprüye yakınım..." Sesler yaklaştı, kalbim çok hızlı atıyor... Tanıdık birinin sesi gibi "anne sen misin?" Bu da ne! Işık gözümü kör edecek, bakamıyorum. Yoksa gemi mağaraya mı çarptı? Bir anda her yer aydınlandı, gözlerim kamaştı. Hiçbir şey göremiyorum... "Anneee!!! Dün makineden eksik çıkan kaşığı buldum, pervanenin arkasına düşmüş." "Akşamdan beri onu arıyorum... Yerine götür Mine'cim, salona diğer kaşıkların yanına..."
Şubat/2024/İstanbul
Sevil Özdemir
Yorumlar
Yorum Gönder