Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Temmuz, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bir kaşık ve gecenin korkusu

Neredeyim? Burası bir mağara olmalı... Çok karanlık! Kimse yok muu? "Annee... Babaaa... Neredesinizz?" Sesim yankılanıyor, belli ki büyük bir yerdeyim...  Ne kadar zaman geçti hiç bilmiyorum. Yorgunluktan sızmış olmalıyım. Dalgaların içinde savrulmam o kadar uzun sürdü ki... Bir ara sanırım buraya kadarmış dedim ve gücüm de tükenince kendimi bıraktım, sonrasını hatırlamıyorum... Sular beni buraya sürüklemiş olmalı... En azından ıslak bir yerde değilim. Akşam, yemek masasında bütün aile bir aradaydık. Sonra her zaman bindiğimiz araca gitmek için toplandık ve sıkışıklık içinde ne olduğunu anlayamadan yere düştüm. Düşmenin etkisini toparlamadan sele kapıldım. Ve şimdi buradayım... Annem her zaman "umudunu kaybetme!" Der. Bu söze tutunmalıyım ama burası soğuk ve karanlık bir de ailemi çok özledim. Onlar da meraktan delirmiştir...  Kendine gel! Toparlan. Hadii... Buradan çıkmanın bir yolu olmalı, etrafına iyice bak! Karanlığa biraz alıştım sanki nesneleri seçmeye başladı...

Bir aşerme serüveni

-Abi itmesene! Düşücem şimdi merdivenden. -Düş diye yapıyorum ulan! Akşam akşam bu olayı sen açtın başıma... -Abi ben nerden bileyim yengenin böyle tutturacağını... -Dokuz aylık hamile kadının yanında "şöyle güzel yenge bir yiyen bir daha istiyor, aynı Amsterdam'daki gibi" diye ballandıra ballandıra anlatırsan ister tabii... Benim bile canım çekti sen şapırdatarak anlatırken. -Abi kusura bakma ama senin de göbek bakımından maşallahın var yani dokuz aylık gibi baksana şu göbeğe... -Sus Recep! Valla bak şuracıkta bir temiz döverim seni. Arabayı nereye park ettin? -Üst sokakta abi. -Hızlı yürü... Neydi adı bu yerin? Navigasyonu açayım. -"Red Fries" abi -Oğlum, Şirinevler'den Bağdat Caddesi'ne patates kızartması almaya mı gidilir Deliricem ya! Telefonu tak bakim şu zımbırtıya kestirmeden götürür belki. -Yolluk bir şeyler alalım mı abi bakkaldan? -Şaka mısın oğlum sen? Sür beni çıldırtma! Zaten gıcığım sana şu an... -Mesut abi... Uyuyo musun abi? -Yok uyumuyo...

Aşk uğruna

Yakalarına iğneledikleri fotoğraftaki hülyalı bakışlı kızın cenazesi için toplanan grubun sessizliğini üniversiteyi bırakmasın diye çabalayan yakın arkadaşı Merve bozuyor... Adama olan kızgınlığı istemsizce sesine yansırken "O kendinden başka kimseyi düşünmeyen bencil adama bağlandığı kadar şu hayata bağlanamadı. Yazık etti kendine..." diyor ölümünün suçunu adama yükleyerek... "Baksanıza" diyor grubun en sessizi Aslı, ayakta duramadığı için yakınları tarafından bir banka oturtulmuş, başı önde sessizce ağlayan yaşlı kadını işaret ederek "Nesrin teyze yıkılmış... Canım benim... Allah yardımcısı olsun..." Özge, sevdiği adam için kendisiyle ilgi her şeyi bırakmış, onun idealleri uğruna yıllarca dünyayı dolaşmıştı... Adam, ünlü bir yazar olduğunda ise yaptığı ilk şey onu terk etmek oldu. Özge bu konuda hiç konuşmamıştı. Sanki o sayfayı kapatmış kendisi de o sayfayla birlikte hayatını noktalamıştı. Ankara'da annesiyle yaşamaya başlamış, hayattan elini ayağın...