-Haydar abi, mint yeşili kumaş bitmiş. Niye haber vermiyorsun kurban olduğum ya! -İn oğlum aşağı! Güvenme o merdivene sakatlanıcan başımıza... -Ya bırak abi! Ben de buraya çıkmasam hangi kumaş bitmiş haberimiz olmayacak. Ya da yukarıdan vahiy gelecek Musa, şu kumaşlar bitti haberin olsun diye... Gülme abi ya... Bak! Bugün pazartesi pazarı var. Pazara giden kadınlar bu dükkana uğramadan geçmez, biliyorsun... Hamiyet ablanın istediği üç metre poplin limon küfü hazır mı? -Hazır hazır... Paket hemen kasanın yanındaki rafta. -Abi bu ne? Hayır yani gözlüğün de takılı ama aşık mısın anlamadım ki? -Ne oldu oğlum yine... Üç metre işte! Ölçüsü mü yanlış? -Daha ölçüsüne bakmadım ama neredeyse bal köpüğünü, limon küfü diye verecektik Hamiyet ablaya. Paralar bizi valla!.. -Aaa!!! Vallahi benziyor oğlum ne bileyim ben. -Bilmediğini sor be Haydar abi. Kadın pazardan eli kolu dolu gelecek, paketi alıp eve gidecek, sonra seyreyle cümbüşü... Sen bu kadınları daha öğrenemedin mi Haydar abi? R...
Söz uçar, yazı kalır!