Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Aralık, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Joko; sırtımızdaki yükler…

Bazı oyunları izlemekle izlemiş olmuyorsunuz. Oyundan çıkınca, hatta ertesi gün bile etkisini sürdürüyor izlemek... Araştırıyorsunuz... Araştırırken benzer şeylere bakıyor, işte bu da tam böyle diyeceğiniz şeylerle karşılaşıp, izliyor, okuyor, paylaşıyorsunuz... Toplumsal hayata, süregelen yaşamlarımıza, bugünümüze, değişmeyen kaderimize ve belki de yarınımıza benzetmeler yapıp, çıkarımlarda bulunuyorsunuz... Bazı   oyunları izlemekle izlemiş olmuyorsunuz. O oyun, o metin, geliyor sizin yüzünüze bütün   çıplaklığıyla gerçekleri vuruyor ve bir kez daha farkındalık boyutunda yaşamaya devam ediyorsunuz... Yolcu Tiyatro 'nun bu sezon sahnelediği "Joko'nun Doğum Günü" işte tam da bahsettiğim tarzda bir oyun... Su deposunda işçilik yapan Joko 'nun bir sabah sırtına binerek kendisini parayla taşımasını teklif eden bir adama karşı direnmesi ile başlayan daha sonra depodaki arkadaşlarının da etkisi ve fazla para kazanma hevesiyle başladığı insan taşıma işinde, kongre üye...

Üç ayrı oda, köşk ve tiyatro...

Çok farklı mekanlarda tiyatro izlediğim oldu ama ilk kez bir  köşkte tiyatro  izledim. Evet. Yanlış anlamadınız bildiğiniz köşk . Üç ayrı odada, üç farklı oyuncu tarafından sergilenen performansa tanık olmak oldukça ilginç bir deneyimdi... Mimar Sinan Üniversitesi Tiyatro Bölümü 'nden mezun üç sınıf arkadaşı Berkay Ateş, Can Kulan ve Emir Çubukçu tarafından kurulan Tiyatro D22 , sevdiğim ve yaptıkları her yeni projeyi   merakla takip ettiğim ekiplerden... Bu işe gönül vermiş yetenekli bu gençler daha önce Galata 'da " Hamursuz Fırını" nı tiyatro sahnesine dönüştürerek başladıkları serüvenlerine bu sezon İstanbul'un farklı mekanlarını tiyatro alanlarına dönüştürerek bir yeniliğe daha imza atıyor... Çağdaş Alman Tiyatrosu 'nun öncü yazarlarından Lothar Kisttstein 'in " Dünyaya Gözlerimden Bak/See the World Through My Eyes"  adlı oyununu Alman yönetmen Frank Heuel 'in rejisi ile Kadıköy Has...

Godot’yu beklemek...

Yine bir festival oyunu ile karşınızdayım. Bu kez söz "Godot’yu Beklerken" ile "Şahika Tekand ve Studio Oyuncuları" nın... "Samuel Beckett "ın ölümsüz eseri "Godot'yu Beklerken" 1990 yılında "Beckett"le başladıkları serüvenlerini devam ettiren "Şahika Tekand ve Studio Oyuncuları" tarafından performatif sahneleme yöntemi ile izleyicisiyle buluşmaya devam ediyor… Bilmeyenler için bu efsane yazarı biraz tanıtmak isterim; 1906 'da Dublin'de dünyaya gelen Samuel Beckett , zamanının "son modernistlerden" daha sonraki pek çok yazarı etkilediği için de "ilk postmodernistlerden" biri olarak değerlendirilir. 20. yüzyıl deneysel edebiyatının önde gelen isimlerinden İrlandalı yazar, oyun yazarı, eleştirmen, şairdir. Beckett aynı zamanda "Absürt Tiyatro" akımının en önemli yazarı sayılmaktadır. Absürd (Uyumsuz) tiyatro; bütün kalıplara, alışılmış düzene karşı çıkar. Olaylar arasında bağ kur...

Filler ve kadınlar asla unutmaz!

Farklılıkların buluştuğu bir bina ve bu binada küçük karşılaşmalar dışında birbirinden habersiz üç kadın... Üçünün de derdi başından aşkın...Hayatları, beklentileri, yıkıntıları, umutları, yaşantıları, birbirinden tamamen farklı... Beyaz atlı prensini bekleyen ve bu yolda yanlış ilişkiler yaşayan bir kadın... 12 yıllık uzun ilişkisi boyunca evleneceği adama hayatını adayan ama düğüne birkaç gün kala terk edilen bir başka kadın... Orta yaşlarında hayatı boyunca feminist ve  aktivist olarak yaşamış, hiç sevilmemiş, erkeklerden hep hoyratlık görmüş , çocuk doğurmak için bir senesi kaldığını öğrenip bu şansı değerlendirmek için çabalayan başka bir kadın...  Ve bu üç kadının, hayatla, erkeklerle, anneleriyle, hayalleri, duygularıyla başa çıkma yolunda yaşadıkları... Yunus Emre Gümüş 'ün yazdığı, Özen Yula 'nın yönettiği Vahide Perçin, Yasemin Conka ve Açelya Topaloğlu 'nun rol aldığı "Kadınlar, Filler ve Saireler" komşu oldukları halde birbirine yabancı üç ...

Küçümsemenin dayanılmaz hafifliği…

Neredeyse her oyunu beraber izlediğim tiyatro sevdalısı dostuma, gayri ihtiyari son zamanlarda art arda iyi oyunlara denk geliyor olmamız ne şans değil mi? diye sorduğumda "bence bu sezon iyi oyunlar sahneleniyor" cevabıyla düşündüm de evet. Genel anlamda her sezon için aynı şeyi (kendi adıma) söyleyemesem de bu sezon gerçekten güzel oyunlar var. Bu da tiyatronun çıtasının gittikçe yükseklere çıktığını gösteriyor, ne mutlu... Bu sefer bahsedeceğim oyun yeni bir ekip tarafından sahneleniyor. Oyuncu ve yönetmen Mark Levitas ile yazar, dramaturg Ceren Ercan 'ın 2015 'te kurdukları "Platform Tiyatro" ve sahneledikleri ilk oyun Ceren Ercan 'ın yazdığı, Mark Levitas 'ın yönettiği, Zuhal Gencer Erkaya, Kanbolat Görkem Arslan, Elif Ürse ve Sercan Gülbahar 'ın yer aldığı " Köpeklerin İsyan Günü" bu oyun aynı zamanda "Sau Luiz Teatro Municipal ile İstanbul Tiyatro Festivali" nin...