Her şeyin bir ederi var kabul ama sen de pazarlık ederken öldürdün bizi be ablacım... Söyle bakalım şimdi bu güzel kolyeyi alıyor musun, almıyor musun? Bak! Yeminle sana çok uygun fiyat verdim. Bu kapıdan çık, geri gel bu fiyatı bir daha duyamazsın benden o kadar diyorum...
"Gerçek inci olup olmadığından şüpheleniyorum açıkçası..." Bak güzel ablacım eline al ve ışığa tut, gördün mü? Sedefli bir parlaklık mevcut, işte bu Makedonya'nın meşhur Ohrid sularından çıkarılan inci. Böyle kaliteli bir inciyi değil bu sokaktaki dükkanlarda, Türkiye'de bile bulamazsın. Bu kadar da malımdan emin konuşuyorum. Bizim Ohridli bir ustamız var Valmir usta, yıllardır bütün incileri ondan tedarik ediyoruz. Özel olarak gidip elden alıyoruz ürünleri. Ama bizde zorlama yok. Sen içime sinmedi ben başka yerleri gezicem diyorsan eyvallah. Bu dükkandan çıktın, bu fiyatı bir daha söylemem onu da belirteyim de sen bir düşün istersen...
"Selamünaleyküm Mustafa abi, havaalanında hiç oyalanmadan geldim malları teslim etmeye. Valmir usta selam söyledi abi, geçen seferki mallar en iyileriymiş değerinden aşağı satmasın dedi. Öyle inciler çıkmıyormuş bu aralar..." Aleykümselam kardeşim, al oğlum Ümit abinin elinden çantayı içerideki kasaya koy. Geçen seferki inciler bitti bile hanımefendinin baktığı kolye kaldı sadece o da kararsız zaten... "Yok yok ben alıcam bu kolyeyi. Biraz kararsızımdır da ben kusura bakmayın." Ne kusuru efendim. Estağfurullah...
Oğlum, güzelce paketle ablanın kolyesini... "Teşekkür ederim. İyi günler" iyi günler hanımefendi, her zaman bekleriz. Güzel günlerde kullanın.
Hey gidi heyy... 20 yıl önce maymun yavrularını tıraş edip, evlatlık bebek diye satıyorduk biz. Sen kiminle dans ettiğini sanıyorsun küçük hanım. Aferin Ümit, zamanlamayı hep böyle yap. Baktın müşteri duraklamış, düşünüyor işte o anda gir kapıdan ve perde!
Sevil Özdemir
Yorumlar
Yorum Gönder