Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ekim, 2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Memleket manzaraları...

Hayatım boyunca rahmetli Barış Manço'nun hemşerim memleket nire? sorusuna en güzel cevabı verdiği "bu dünya benim memleket" görüşünü savunsam da "Samsun"luyum demekten her zaman gizli bir sevinç duyduğumu  itiraf etmeliyim... B u sevincin nedeni sadece Karadeniz'in çok önemli ve en güzel şehirlerinden biri olması değil... Daha küçük bir çocukken babamla gittiğim yaz tatilinde, çok uzun yıllar geçse de hafızamda tazeliğini koruyan anılara sahip olmamı sağlayan, bir çoğuyla o yaz tanışma imkanı bulduğum ve bir daha da hiç kopmadığım akrabalarım...  Aile ve arkadaş konusunda her zaman şanslı olduğumu düşünmüşümdür ama çoğu insanın birinci derece akrabalarıyla bile görüşmediği bir zamanda, değil birinci derece, ikinci, üçüncü hatta dördüncü derece akrabalarla bile bu kadar iletişimde olmak çok güzel bir duygu... İşte tam da bu nedenden "Samsun"luyum demekten gizli bir sevinç duyarım ve bilirim ki bambaşka bir şehirde ya da ülkede olsalar da ben ...

Üçü bir arada; Rodos, Sakız, Girit

Yunan adalarını çok severim ve kim sevmez ki? diye de düşünürüm... Ama yine de sadece onları sevdiğimi düşünmenizi istemem. Genel anlamda bütün adaları severim… Hatta umarım bir gün en sevdiğim adayı bulup orada bir süre yaşama şansına erişirim. Saymakla bitmeyecek adalarından bazılarını bu yaz keşfetme imkanı bulduğum Yunanistan'ın kapanış seyahati Girit 'e nasip oldu. Ama ben size Girit'ten önce biraz Rodos ve Chios (Sakız) adalarından bahsetmek istiyorum… Rodos 'a geçen bayram (Temmuz) Marmaris 'ten kalkan feribotlarla geçiş yaptık. Her bayram ve her yerde olduğu gibi yoğunluk çok fazlaydı... Biz daha gitmeden internetten araba kiraladığımız için sorun yaşamadan dolaşabildik. Büyük bir ada olduğunu düşünürsek araba kiralamak avantaj olabilir ama adayı dolaşırken çok fazla ATV , motor ve bisikletle dolaşan insanlara da rastladık. Bu çeşit bir keşif de yapılabilir… Rodos'a indiğimiz anda ve sonraki birkaç gün boyunca en net hatırladığım "deni...

Leyla Taşçı'nın hikayesi...

              "Ben, gazetelerin üçüncü sayfa haberlerinde denk geldiğiniz binlerce kadından biriyim... 'Hayatımı yazsam roman olur' derler ya, öyle… Valla..." Tanıtımında yer alan bu cümlelerle... Seray Şahiner 'in yazdığı, İlham Yazar 'ın yönettiği ve Nihal Yalçın 'ın oynadığı, "Antabus" u Tatbikat Sahnesi 'nde izleme şansına eriştim. Şans diyorum, çünkü gerçekten çok az oynayan bir oyun Antabus...  Nihal Yalçın'ı daha önce sahnede seyretmedim ama kendisinden beklentim oldukça yüksekti. Performansı beklentimin de üstüne çıktı diyebilirim...  Leyla Taşçı 'nın hikayesi… Her zaman duyduğumuz artık neredeyse sıradanlaşan 3. Sayfa haberlerinden sadece biri... Belki de değil... Leyla'nın hayatına tanıklık ederken, aslında ne kadar da yakınımızda buna benzer hayatlar yaşandığını ve duyarsızlığın, aman aile işine karışılmaz vah vah! Yazık! söylenmelerinin ve sıcak evlerimizde otururken ahkam kesmelerin nelere mal olabileceğine tanı...